Yaklaşık 600 bin kamu çalışanını ilgilendiren toplu iş kontratı görüşmeleri devam ederken, hükümetin ikinci artırım teklifini kısa müddet içinde açıklaması bekleniyor.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sürecin hızlandığını ve yeni teklifin önümüzdeki günlerde masaya geleceğini duyurdu.

Toplu iş mukavelesi süreci, bilhassa düşük fiyatlı kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan erimenin akabinde daha da kritik bir boyut kazandı. Hükümet ismine masada bulunan Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Dalı Kamu Patronları Sendikası (TÜHİS), birinci etapta 2025’in birinci yarısı için yüzde 16, ikinci yarısı için yüzde 8; 2026 yılı için ise sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 5 artırım teklifi sunmuştu.

Ancak bu oranlar, Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonları tarafından yetersiz bulunarak reddedildi. Sendikalar, günlük brüt fiyatın 1800 TL’ye yükseltilmesini, birinci altı ayda %50 zam, takip eden altı aylık periyotlarda ise sırasıyla %25 artırım + %10 refah payı talep ediyor.

Yeni Teklif İçin Komite Kuruluyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk-İş Genel Lideri Ergün Atalay’a yeni bir teklif üzerinde çalışıldığını ve kısa müddette paylaşılacağını bildirdi. Bakanlık, önümüzdeki günlerde idari hususların görüşülmesi hedefiyle sendika temsilcileriyle bir ortaya gelmeyi ve teklifin şekillenmesini sağlayacak teknik kurulu oluşturmayı planlıyor.

Haziran Sonuna Dikkat: Grev Seçeneği Masada

Eğer taraflar ortasında uzlaşma sağlanamazsa, Türk-İş ve bağlı sendikaların haziran ayı sonunda grev sürecini başlatabileceği tabir ediliyor. Bilhassa demiryolları, karayolları ve Makine Kimya Sanayisi (MKE) üzere stratejik bölümlerdeki personellerin kararlılığı dikkat çekiyor.

Türk-İş Başkanı Atalay, “İşçinin dayanacak gücü kalmadı. Fiyatlar, bugün artık taban fiyatın bile altına düşmüş durumda. Bu nedenle kamu çalışanını tatmin edecek, refah hissesi içeren güçlü bir teklif bekliyoruz,” açıklamasında bulundu.

Ekonomistler Uyarıyor: Enflasyon ve Bütçe İstikrarı Risk Altında

Ekonomi uzmanları, kamu personellerine yapılacak yeni artırımın yalnızca çalışma barışını değil, birebir vakitte bütçe istikrarı ve enflasyon gayelerini de etkileyebileceği ikazında bulunuyor. Toplu kontrat sürecinin uzaması hâlinde hem piyasa beklentilerinin hem de kamu finansmanının baskı altına girebileceği tabir ediliyor.